TÜSİAD Başkanları mahkemeye çıktı: Savcı hapis cezası istedi hakim yurtdışı yasağını kaldırdı

İktidara yönelik eleştiriler yapan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Ömer Arif Aras, “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamalarıyla yargılandıkları davada bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.
13 Şubat’ta Olağan Genel Kurulu’nda iktidarın politikaları hakkında eleştirilerin yer aldığı bir açıklamaya imza atan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Arif Aras hakim karşısına çıktı.
Aras ve Turan, konuşmaları nedeniyle “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamalarıyla yargılandıkları davanın ilk duruşması için Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na geldi.
İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz yargılanan Orhan Turan ve Mehmet Ömer Arif Aras ile avukatları hazır bulundu.
Duruşmada kimlik tespiti yapılan tutuksuz yargılanan Mehmet Ömer Arif Aras, aylık gelirinin 900 bin lira olduğunu belirtti.
“SUÇLAMALAR DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA”
Aras, “İlk defa mahkeme huzurunda bulunuyorum. Bahsedilen suçlama delilsiz ve dayanaksızdır. 38 yıldır aynı kurumda çalışmama rağmen, adresim sabit olmasına rağmen, polis eşliğinde zorla getirildim. Üzerine atılı suçlamalar düşünce özgürlüğü kapsamındadır. Derneğin tüzüğü hukuka uygun şekilde düzenlenmiştir. Bu derneğin konseyi yılda belirli aralıklarla 3 defa toplanmaktadır. Yılda 3 kez konuşma hakkım var. Yargılamaya konu edilen konuşmayı başkanlık sıfatıyla 12 Şubat’ta yaptım. Benim söylediklerim başı sonu kırpılmıştır. Yaptığım konuşma, olağan faaliyet içerisindedir. Başka bir amacı yoktur. TÜSİAD tarafından hazırlanan öneriler başlıklı kitapçıkların açıklamasıdır. Konuşmamda liyakat ile hukuka duyulan güvenin arttırılmasını vurguladım” dedi.
Savunmasına devam eden Aras, şunları söyledi:
“Rakamların oluş şekli, rakamlardan daha değerlidir. Hukuktan kastım vergi, gümrük, ticaret ve bankacılık tanımından ibaret değildir. Hukukun tanımına, kişilerin tanımına etki eden gerek sosyal, gerek yazılı kuralların öngörülebilir şekilde uygulandığı da dahildir. Ekonomi hukuk ile şekillenmektedir. Piyasalarda oluşan faizler ve döviz kurlarındaki hareketler buna örnektir. Beklenti ve ön görülerin referans noktası ise yaşananlardır. Bu nedenle ekonomi alanı toplumda karşılığı olan olgu ile dahildir. Açıkladığım bu hususlarla ekonomi alanında yapmış olduğum dava konusu konuşmada, hukuk ve politikadan ayrı düşünülemeyeceğini vurguladım.
Bu yüzden bana, ’Neden bu şekilde konuşma yaptın?’ sorusunun yöneltilmesi doğru değildir. Yargılamanın bu şekilde yapılması doğru değildir. İddianamede, konuşmalarımın önü ve arkası kesilerek, suç işlediğim söylenmektedir. İnsanlar hukukun üstünlüğünü, tutuklama ve gözaltı olarak görüyor. Bu işlemler yabancı yatırımcılar ve yabancı basına da bilgi notu olarak iletilerek, yatırımcılara etkisi oluyor.”
“GERÇEĞE AYKIRI BİLGİYİ VERMEDİM”
Aras’ın ardından duruşmada savunma yapan Turan, “Görevim nedeniyle yaptığım konuşmalar nedeniyle suçlanıyorum. Hiçbir şekilde konuşma içerisinde gerçeğe aykırı bilgiyi vermedim. Kamuoyuna yansıyan, toplumun bildiği bir bilgiyi, bazı hususları objektif bir şekilde, olan etkilerini sıraladım. Konuşmada sadece hukukun üstünlüğünün sağlanmasının önemine ve ülkenin ekonomisinin gelişmesine yönelik tavsiyelerde bulundum. Konuşmalarım suç oluşturmamaktadır, TUSİAD’ın tespit ve tavsiyelerden oluşmaktadır” ifadelerini kullandı.
Derneğin tüzüğünde belirtilen düşünceler doğrultusunda önerilerini ve düşüncelerini paylaştığını ifade eden Turan, savunmasına şöyle devam etti:
“Halkın nezdinde son derece önemli mevkilerde bulunan kişiler hakkında bu tür soruşturma evrelerinin ekonomi anlamında uğradıkları zararları vurguladım. Hukukun üstünlüğü çerçevesinde ekonomik refahı hedefleyen ve Türk iş insanlarının oluşturduğu bir sivil toplum örgünün kuruluşunda bu ifadelerin kullanılması doğaldır. Konuşmamda teknik hukuk söylemi bulunmamaktadır. Ben TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı ve iş adamı olarak, derneğin tüzüğünde belirtilen düşünceler doğrultusunda önerilerimi ve tecrübelerimi paylaştım. Konuşmamın amacı hukukun üstünlüğünün egemen olması, ülke ekonomisinin ancak bu şekilde ileriye gitmesini söylemekti. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. İş insanı olarak hakkımda verilen yurt dışı çıkış yasağı beni ve şirketimi zarara uğratmaktadır. Bu nedenle yurt dışı çıkış yasağı tedbirimin kaldırılmasını talep ediyorum.”
Savunma yapan Turan ve Aras’ın avukatları, müvekkillerinin yurt dışına çıkış yasağı tedbirinin kaldırılmasını ve beraatlarını talep etti.
ARA KARAR AÇIKLANDI: SAVCI HAPİS TALEP ETTİ
Duruşmaya, Cumhuriyet Savcısının mütalaasını açıklaması için 10 dakika ara verildi.
Davada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, Turan ve Aras’ın “zincirleme şekilde yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” ve “zincirleme şekilde adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamalarıyla 5’er yıl 6’şar ay hapisle cezalandırılmasını talep etti.
YURT DIŞI YASAĞI KALDIRILDI
Mahkeme heyeti, Aras ve Turan hakkındaki yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol kararını kaldırdı. Dava, 23 Eylül’e ertelendi.
SÖZLERİ TARTIŞMAYA NEDEN OLMUŞTU
Türkiye’de büyük sermayenin çatı kuruluşu olan TÜSİAD’ın Genel Kurul toplantısı dün İstanbul Beşiktaş’taki bir otelde yapılmıştı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Ömer Aras’ın sözleri kamuoyunda gündem olmuştu.
“Disiplinsizlik suçuyla teğmenler hakkında ihraç kararı alınıyor fakat deprem, yangın, taciz, kadın cinayeti, iş kazası gibi kamuoyunda infial yaratan nice olayda ya suçlular bulunmuyor ya da kısa sürede serbest kalıyorlar” diyen Turan, son dönemde artan kayyum uygulamalarına, gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklamalara dikkat çekmişti.
“KAYYUMLARA” DEĞİNİLMİŞTİ
Seçilen belediye başkanları yerine kayyum atandığını vurgulayan ve son dönemdeki tutuklamalara dikkat çeken Ömer Aras ise medyanın baskı altına alınmasına değinmiş ve şunları söylemişti:
“Çok kısa sürede arka arkaya gelen bu olayların toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını söyleyebiliriz. Ayrıca tutukluluğun istisna değil kural haline gelmesi gibi kangrenleşmiş bir sorunun kanunlar değişse de çözülmediğini görüyoruz. Kişiyi, bir gün dahi olsa, özgürlüğünden mahrum edecek tutuklama ve adli kontrol kararlarının, hatta gözaltı kararlarının ne denli titiz verilmesi gerektiğini yıllar sonra gelen tahliyelerde, beraat kararlarında görüyoruz.”
İKTİDARDAN TEPKİ GELMİŞTİ
TÜSİAD yönetiminden gelen eleştirilere iktidardan tepki gelmişti. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Hukuk düzenine yönelik her türlü müdahale girişimine karşı, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hukuk çerçevesinde en güçlü şekilde karşılık vereceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın” açıklamasını yapmıştı.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise “TÜSİAD, demokrasi konusundaki kötü sicilini geride bırakmak için çaba göstermelidir” ifadelerini kullanmıştı.