N. N. Koçi’nin ‘Yok Biri’ Adlı Şiir Kitabı Üzerine -2 | Ali Celep

 ALİ CELEP

N.N.KOÇİ’NİN ‘YOK BİRİ’ ADLI ŞİİR KİTABI ÜZERİNE

(Bir Eleştirel Dipnot)

2.

Öyle anlaşılıyor ki az yazan ya da az yayımlayan bir şair Koçi. Şiir yazma ve yayımlama bahsinde titiz bir tutumu var görünüyor. Bu titizliğin arayış, aranış evresindeki bir şairin kendi sesini işitme arzusuyla ilgisi olduğu tahmin edilebilir. Taklitten tahkike işleyen süreçte başka sesler yanında araya kendine ait ses perdeleri çekmenin zorluğunu şiiri yaşayanlar bilir. Koçi bu zorluğu Ece Ayhan üzerinden aşmaya çalışan bir şair. Şiirinin kurulumunda en başat kaynakçaya Ece Ayhan ismini yazmış. Bakıyorum da ‘Yok Biri’nin tamamını kateden bir Ece Ayhan sentaksı çok belirgin görünüyor. Onun sözdiziminden kendi sesine çıkmanın yolunu bulmaya çalıştığı kesitler yok değil fakat Ece Ayhan’ın ‘parlak muğlâklığı’ içinden kendine mahsus imajlarla sağ çıkmak kolay olmasa gerek. Neden şiirinin başucuna Ece Ayhan huyunu koymuş Koçi? Düşmanlık besleyebileceği bir dünyayı Ece Ayhan şiirinde görmüş de onun için. Muhalefet edebileceği bir tarihi onun yazdıklarında okumuş da onun için. Şimdiki zamanın tarifini açan kötülük probleminin (‘problem of evil’) ideolojik dayanaklarını estetik zeminde kurcalamanın imkânlarını Ece Ayhan’ın yaklaşımında bulmuş da onun için. Şiirde doğal olan gerçeği, benim halktan ayrıksı ve devletten soyruk marjinal sivilleşme dediğim ara sokak jargonunda dolaşıma sokmak istiyor da onun için vs.

Koçi’nin şiirlerini okuyanlar bu nedenlerin listesini daha da uzatabilirler fakat sonuçları uzatmadan söylemek isterim. ‘Yok Biri’ni var eden şiirlerden çıkardığım sonuçlar:

Koçi, düzyazıda kuşatmaya çalışmış şiiri. Düzyazıda kurmaya çalışmış şiir mantığını diyeceğim. Böyle olunca birbiriyle bağlantılı ardı sıra dizilmiş mısralarla kurulan törel şiir anlayışını bir yana koymuş. Hem anlamca hem tavırca klasik görgünün dışında konuşmaya çalışmış. Bu konuşmanın hem sivil hem marjinal tınılar barındırdığı açık. Sivilliği, şiirinden halka ilişkin melanjlar geçmesinden belli.

‘şiirimin tam ortasından kâğıthane dolmuşu geçiyor’

Marjinalliği halk ve devlet katında dolaşan gerçeğe yaklaşımından doğuyor. Bu gerçeğin toplumsal bir izlekten ziyade kişisel bir ıra taşıdığı söylenebilir. O, ihtiyacı olan muhalefet kültürünü, içinde yaşadığı halka bakışını şekillendiren yalnızlığından alır. Yalnızlık o kadar ki şairliğini destekleyen neredeyse en mühim dayanağıdır. Yalnızlığının tarihi hemen bütün şairlerde gördüğümüz çocukluk anılarından başlatılır. Bu anıların devlet ve baba üzerinden siyasi hesaplaşmanın zeminini alttan alta yokladığı gözden kaçmaz.

‘bir velet bir başına biner atlıkarıncasına

şairliğinden mi yalnızlığından mı

hünkârım ferman buyursun’

‘telalardan çalalım baba biz de bir cip alalım

ne olur cip alalım baba başkanım görmez’  

Böylece halkın ekserisini tanımlayan melanjlarla devlet kürünü mayalayan tarihsel dokular, içli lirik bir düzende memnuniyetle (gladly) ötelenerek karşı karşıya getirilir.

Bu ötelemenin gramerini sonraki yazımıza taşıyalım.

Başa dön tuşu
7games com legit