İktidarı eleştiren kanallara ceza verilirken, bazı kanallara ise lisanssız yayın yaptırılıyor

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri sırasında yayın lisansları gündeme gelmişti. CHP Manisa Milletvekili, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Vehbi Bakırlıoğlu, bazı kanalların lisanssız yayın yaptığını iddialarına işaret ederek, bu kapsamda herhangi bir kamu zararı oluşup oluşmadığını sormuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan gelen yazılı yanıtta da, bazı kuruluşların izinsiz yayın yaptığına ilişkin RTÜK’e gelen şikayetler üzerine kuruluşların hem şifaen hem de yazılı şekilde uyarıldıkları ve kuruluşlardan lisans başvuru talepleri alınmaya başlandığı belirtilmişti. Lisanslama aşamasında güvenlik soruşturması, stüdyo teknik denetimi, mali koşulların yerine getirilmesi gibi işlemler nedeniyle lisans verilmesi sürecinin tamamlanmasının bir yılı bulduğu kaydedilmişti. 

‘SİYASİ SANSÜRDÜR’
CHP’li Bakırlıoğlu, aradan geçen zamana karşın RTÜK’ün hâlâ lisanssız yayınlara göz yumduğuna dikkat çekti. Muhalif kanallara ceza üstüne ceza veren RTÜK’ün iş “yandaş kanallara” lisans aldırmaya gelince sessizliğe büründüğüne işaret eden Bakırlıoğlu, şunları söyledi:

“Euro D, TGRT EU, TV 8,5 HD ve Apple TV gibi kanalların RTÜK’ten yayın lisansı almadan yayın yaptığı iddia edilmekteydi. Biz de bu iddiaları komisyonda sayın bakana sormuştuk ve kendisi kanalların adını sansürleyip, – bazı kanallar – diyerek yanıt vermişti. Geçen altı aya ve bakanın cevabına rağmen söz konusu Euro D, TGRT EU, TV 8,5 HD ve Apple TV kanallarından sadece TGRT EU için lisans başvuru sürecinin başlatıldığı bilgisi geldi. Anlaşılan o ki diğerleri için hiçbir işlem yapılmamıştır. RTÜK ‘iktidara yakın kanalların’ kaçak yayınına ses çıkarmamakta ve kamu zararına yol açmaktadır. Bir yandan da eleştirel yayın yapan kanallar lisans iptali ile tehdit edilmektedir. Bunun adı açıkça çifte standart, kamu zararına yol açmaktır, hatta siyasi sansürdür.”

‘YANDAŞA’ KORUMA KALKANI
Bakırlıoğlu, RTÜK’ün son dönemdeki ceza uygulamalarının basın özgürlüğünü hiçe saymak anlamına geldiğini belirtirken, şöyle devam etti:

“RTÜK’ün görevi, yayıncı kuruluşlar arasında adaletli ve tarafsız denetim yapmaktır. Ancak bugün geldiğimiz noktada RTÜK, ‘yandaş medya’ için bir koruma kalkanına, muhalif sesler içinse bir ‘susturma sopasına’ dönüşmüştür. Bu kabul edilemez. Bu sadece medya özgürlüğüne değil, hukuk devletine de ihanettir. RTÜK’ü uyarıyoruz: Bu ayrımcılığa, bu çifte standarda derhal son verin. RTÜK’ün görevi yandaşları korumak değil, yayıncılığı denetlemektir.”

Başa dön tuşu
linear slot diffuser